Oğuzhan Aydın Kişisel Blog

Bir Yıllık Kartpostal Macerası

Bir yıl kadar önce, hayatımda postaneye dahi gitmeme rağmen, kartpostal koleksiyonu yapmaya karar verdim. Verdiğim bu kadar, Hayallerimde Ben blogundaki yazıyı görmem sonucu aniden gelişmişti. Sonrasında biraz araştırma yaparak ben de bu işe giriştim.

İlk kartpostalımı göndereceğim zaman beş ya da altı tane kırtasiye gezdim ve sonunda Tekirdağ Kitabevinde (Daha sonraları Kerem Kırtasiyede de olduğunu keşfettim.) kartpostal buldum. İlk kartpostalımı gönderdim ve sonrasında beklemeye başladım. Acaba postacı bizim evi mi bulamadı diye düşünmeye başladıktan birkaç gün sonra ilk kartpostalımı aldım. Aldığım bu kartpostalın getirdiği sevinçle ertesi gün bir kartpostal daha gönderdim.

Bu kartpostal gönderme ve alma eylemim hâlâ bu şekilde devam ediyor. Söylemeliyim ki kartpostal almak çok hoş bir duygu. Özellikle, siz beklemiyorken gelen kartpostal kadar güzel bir şey yok.

Gönderdiğim ve aldığım kartpostalları gösteren harita. Gönderdiklerim kırmızı, aldıklarım ise mavi renktedir.

Bir süre sonra her kartpostalın sizin için farklı bir anlamı oluyor. Hepsi zaten farklı kişiler tarafından gönderiliyor ama hepsinin içeriği de farklı. Kimileri hobilerinden, sevdiği bir sözden bahsederken kimileriyse çıkartmalarla süslüyor. Bence ne yaptıkları o kadar da önemli değil. Asıl önemli olan bunu sizin için yapmaları.

Kartpostalları bu kadar övmüş olsam da bunun bu kadar süreceğini düşünmüyordum çünkü ben fazlasıyla üşengeç bir insanım ve sıcak havalarda postaneye kadar yürümek, en azından benim için, pek keyifli bir eylem değil. Ama sonucunda güzel bir şey elde edilecekse, ufak fedakarlıklar yapmakta bir sakınca yok. Ben yaptığım bu fedakarlık(!) sonucu aldığım karşılığın görsellerini aşağıya ekledim.

Chicagodan almış olduğum bir kartpostal. İlklerden.   Aldığım ilk kartpostallardan biri, en sevdiklerimden. Rusyadan.
Tayvandan gelmiş hoş bir kartpostal.   Trabzondan gelmiş bir kartpostal. En sevdiklerimden biri.

Şimdiye kadar 2 kartpostal hariç hepsini Postcrossing sitesiyle edindim. Site bir nevi değiş-tokuş mantığı ile çalışıyor. Birine kartpostal göndermek için siteden adres talep ediyorsunuz. Site de size rastgele bir adres ve beraberinde ülke kısaltmanız ile başlayan bir kod veriyor. Bu kod eğer Türkiye’den gönderiyorsanız, TR-123456 şeklinde olur ve bunu göndereceğiniz kartpostalın üstüne yazmanız istenir. Bu sayede gönderdiğiniz kişi, kartpostal ona ulaştığında bunu sisteme girebilir. Kişi kartpostalı sisteme girdiği zaman sizin adresiniz de dünyanın rastgele bir yerinden, farklı bir kişiyle paylaşılır ve o kişi de size kartpostal gönderir. Ben ilk başlarda tek tek gönderiyordum ama sonraları toplu göndermenin daha mantıklı olduğunun farkına vardım. Eğer göndermeyi düşünürseniz dört ya da beş tane birden göndermek çok daha iyi oluyor. Tabii bu tamamen sizin tercihinize kalmış bir durum.

Kartpostal göndermek gerçekten çok basit ve denememeniz için hiçbir sebep yok. Bir düşünün derim. Eğer kafanıza takılan bir durum olursa benimle iletişim kurabilirsiniz, elimden geldiğince sorularınızı cevaplandırmaya çalışırım.

Öyleyse, Happy Postcrossing!